MUCİZE
“Ne çok zaman geçmiş, hala yaşıyor olmamız mucize”. Böyle düşünüyordu. Düşünüyordu! Düşünüyor muydu yoksa dile mi getiriyordu. Yoksa zaten düşünüyordu da tesadüfen aklına üşüşen düşünceleri refleks olarak sese mi dönüşüveriyordu. Bütün bu düşünce karmaşasını “haklısın be kardeşim” sesi dağıttı. Bunu bir cevap olarak değil de bir ses bütünü olarak algıladı nedense. Sese doğru kafasını çevirdiğindeyse çocukluk arkadaşının, tanıdık, bildik ve neredeyse her göz ifadesini yıllar içerisinde ezber ettiği bakışlarıyla karşılaştı. Çocukluk arkadaşı Sinan’ın kendisine göre cevabı ona göreyse de bir ses bütünü olan “haklısın be kardeşim”i adeta havada asılı kaldı ve önemini yavaş yavaş yitirerek dağılıp gitti. Sinan onun için bir çocukluk arkadaşından daha fazlasıydı aslında. İlk arkadaşıydı en başta. Kendini bildi bileli arkadaştılar. Kendini bildi bileli sözünü gelişigüzel bir hafıza süzgecinden geçirip düşündüyse de kendini bildi bileli zaman kavramının tam olarak ne zaman başladığını hatırl...