Kayıtlar

SON EKLENEN

MUCİZE

“Ne çok zaman geçmiş, hala yaşıyor olmamız mucize”. Böyle düşünüyordu. Düşünüyordu! Düşünüyor muydu yoksa dile mi getiriyordu. Yoksa zaten düşünüyordu da tesadüfen aklına üşüşen düşünceleri refleks olarak sese mi dönüşüveriyordu. Bütün bu düşünce karmaşasını “haklısın be kardeşim” sesi dağıttı. Bunu bir cevap olarak değil de bir ses bütünü olarak algıladı nedense. Sese doğru kafasını çevirdiğindeyse çocukluk arkadaşının, tanıdık, bildik ve neredeyse her göz ifadesini yıllar içerisinde ezber ettiği bakışlarıyla karşılaştı. Çocukluk arkadaşı Sinan’ın kendisine göre cevabı ona göreyse de bir ses bütünü olan “haklısın be kardeşim”i adeta havada asılı kaldı ve önemini yavaş yavaş yitirerek dağılıp gitti. Sinan onun için bir çocukluk arkadaşından daha fazlasıydı aslında. İlk arkadaşıydı en başta. Kendini bildi bileli arkadaştılar. Kendini bildi bileli sözünü gelişigüzel bir hafıza süzgecinden geçirip düşündüyse de kendini bildi bileli zaman kavramının tam olarak ne zaman başladığını hatırl...

UÇURUM

Gitmek mi, yoksa tamamıyla bağlanıp kalmak mı? Her şeyi olduğu gibi kabul etmek mi? Getirdiği her şeyi kabul edip, getirecek olduklarına da hazırlıklı olmak mı gerekiyordu hayatın? Belki de bütün bunları en düşünülmeyecek yerde bir çırpıda aklından geçiriverdi. Onu, bu uçurumun dibine ne getirmişti. Bunu kendisi de bilmiyordu. Bildiği tek şey saatlerce hiçbir şey düşünmeden sadece arabayı sürdüğüydü. Öylesine dalgın kullanmıştı ki arabayı, kendisini yerinden sıçratan karşı yönden gelmekte olan kamyonun acı kornasıyla hayatla ölüm arasındaki ince çizgiden, son anda yaptığı bir refleksle hayat tarafına geçmeyi başarmıştı. Her şey öylesine kısa bir zaman diliminde olup bitmişti ki, arabasını yolun kenarına çekip durduğunda birkaç saniye önce kendisini altına almak üzere olan kamyon şoförünün sinirli el hareketlerini ancak fark edebilmişti, kafasını yasladığı arabasının koltuğundan dikiz aynasına baktığında. Ortalık bir anda toz duman içinde kalmıştı. Kamyonun oldukça gürültülü bir motor...

-MADDE BAĞIMLISI-

Resim
•               Her yerde Karl Marx , devrim senin bu gece •               Düşürüyorum, öyleyse malım: Sakar Filozof •               Berdel Bremen: Bahtsız Alman Gelin •               Ağlarsa anam ağlar gerisi sosyal ağlar: Dijitaş Yakarış •               At puzzle elinden, bin parçaya bölünsün •               İSKİ göbeği: Su içsem yarıyor •               Şarjım varsa ben ona talibim: Zamane aşkları •                 Anderlecht'in bu mu dünya •  ...

Karikatür 4

Resim

Beyaz Karanlıkta Bir Düşü Yazmak...

  Eski bir pencereden bakıyorum sana. Bir başka gözüküyor her şey bu gece. Gece ile gündüz birbirini tutmuyor.Gündüzlerin aydınlığından geceye hiçbir şey kalmıyor.Değerini yitiriyor hayat. Her yeni şey bir öncekini değersiz kılıyor. Söylenen onda söz, yaşanan paylaşılan onca şey varken, yeni bir söz hepsini silip unutturuyor. Hayatımız bir başkasının öyküsünde gereksiz bir parantez içinde kalıyor. Yazıldığında sayfaları dolduracak sevgilerimiz, en kifayetsiz şiirde dipnot oluyor. Yeni başladığım bir kitap, okuduğum bütün kitapları küçümsüyor.   Gece lambam yetiyor, karanlığa baş kaldırmama. Hayat yenilik midir? Yada bütün yenilikler eskimeye mahkum mudur? Uydurduğumuz gerçeklere koşmaktan, varolan hayallerimizi yaşayamıyoruz… Güneş erken batıyor bu şehirde. Sevgiler geceye erteleniyor ve en çok geceleri yalnız kalıyorum. Ve en çok geceleri düşünüyorum, sebebi olduğumuz hayatın sebebini. Sabahı buluyorum böylece, hayatta bizi en çok aynı günlerin içinde kendimize yer edin...

Karikatür 3

Resim

KİTAP

  Gitmek mi, yoksa tamamıyla bağlanıp kalmak mı? Her şeyi olduğu gibi kabul etmek mi? Getirdiği her şeyi kabul edip, getirecek olduklarına da hazırlıklı olmak mı gerekiyordu hayatın? Belki de bütün bunları en düşünülmeyecek yerde bir çırpıda aklından geçiriverdi. Onu, bu uçurumun dibine ne getirmişti. Bunu kendisi de bilmiyordu. Bildiği tek şey saatlerce hiç bir şey düşünmeden sadece arabayı sürdüğüydü.   Öylesine dalgın kullanmıştı ki arabayı, kendisini yerinden sıçratan karşı yönden gelmekte olan kamyonun acı kornasıyla hayatla ölüm arasındaki ince çizgiden, son anda yaptığı bir refleksle hayat tarafına geçmeyi başarmıştı. Her şey öylesine kısa bir zaman diliminde olup bitmişti ki, arabasını yolun kenarına çekip durduğunda birkaç saniye önce kendisini altına almak üzere olan kamyon şoförünün sinirli el hareketlerini ancak fark edebilmişti, kafasını yasladığı arabasının koltuğundan dikiz aynasına baktığında. Ortalık bir anda toz duman içinde kalmıştı. Kamyonun oldukça gürül...